Kilosu yirmi beş kuruş beş kilosu bir liraydı o sene soğanın yine… Apartmandaki arka bahçeye soğan ekmişti Remiye teyze.Soğan yemeyi bu kadar seven her sene bu kadar soğan eken bir başkası var mıydı bilmiyorum? Soğan bu kadar ucuzken neden soğan ekerdi sadece, onu da hiç bilemeyeceğim herhalde? Arka bahçe apartmandaki çocukların oyun alanıydı bir yandan. Apartman sakinleri ara ara hobi bahçesi yapmaya çalışsa da sonunda çocuklar galip gelirdi. Sokakta trafik tehtidi altında oyun oynanmasına gönlü elvermeyen ebeveynler sonunda bahçeyi temizler çocuklara bırakırdı.Sadece kurban bayramlarında asli görevi kurban asmak olan demir eşek ise bahçedeki futbol kalesiydi.Top bazen komşu apartmanlardaki diğer bahçelere kaçardı bir şekilde alınırdı.
Bu düzeni benimseyemeyen ve her sene bahçeyi işgal eden bir tek Remiye teyze vardı.Remiye teyze her sene inanılmaz soğan sevgisine yenik düşer ve bahçeyi bellemeye başlar tam top oynamaya müsait olan zemini komple kaldırır soğan ekerdi.Sonra Bir sınır karakolundaki nöbetçiler gibi balkonuna kurulur düşman kabilesi çocukların bahçeye çıkışını engellemeye başlardı.Fırsat bulup bahçeye çıkmaya kalkan çocukları inanılmaz tiz ve çığıran sesiyle ”Bahçede top oynamayın piçler soğanlarım eziliyor!” diye diye uyarır.Hasbelkader çıkan olursa balkondan taarruza başlar su ve mandal fırlatırdı.
Apartman çocukları onun bu ısrarcı çabasına daha çok kinlenir,Remiye teyzenin bahçe tarımına bir son vermek için türlü çalışmalar içine girerdi.O dönem en çok kullanılan yöntem Remiye teyze balkona çıktığında torpil fırlatmaktı.On Oniki metre kadar yükselen torpil gürültüyle patlayınca çığlıklar ve beddualarla içeri kaçar ilk fırsatta kovalarla su dökerek bahçedeki saldırıyı püskürtmeye çalışırdı.Bir gün alışveriş için mahalle bakkalından dönerken çocuklar sokakta kedi kovalıyordu.Çocukların hışmından kaçmaya çalışan kedi karşı yönden elinde torbalarla gelen Remiye teyzenin üzerine doğru koşturunca kadın önce şaşkınlıktan çığlığı bastı ve sonra çocukları azarlamaya dahi fırsat bulamadan bayılıp sırtüstü devrilip gitti.O anın korkusuyla deliler gibi sağa sola koşturan çocuklar bir anda dağıldılar.Mahalle eşrafından bazıları bayılan remiye teyzenin poşetlerini toparlayıp bir yandan ayıltmaya çalışırlarken koskoca kadının küçücük kediden bu denli korkmasının şaşkınlığı ve gülünçlüğü arasında kalıyorlardı.
Bahçe savaşlarının arasında bir gün oyun topluluğu bir aradayken kendi aralarında geçen gün yaşanan olayı konuşup gülüşüyorlardı.Herkesin gözü üçüncü katın balkonunda gelebilecek bir saldırıyı bekliyordu.Aralarında bulunan Remiye teyzenin alt komşusu Gülseren Teyzenin torunu Rıza ise anlatılan olayın esinlenmesiyle başka planlar içine girmişti.Rıza’nın Remiye teyzeye düşmanlığı diğer çocuklardan farklıydı.Ne zaman bir olay yaşanırsa yaşansın en yakın komşunun çocuğu olması hasebiyle önce onu anneannesine şikayet ediyor olaylar büyük çoğunlukla Rızanın başına patlıyordu.Rıza bu şikayetlerin çoğunda zan altında kalıyor evde sopa sırtından eksik olmuyordu.Bu durum Rızayı Remiye teyzeye daha fazla biliyor Remiye teyzenin başına gelen en küçük bir olumsuzluk onu daha çok keyiflendiriyordu.Rızanın beklediği fırsat artık karşısına çıkmıştı.Hem bahçe hayatının garanti altına alınması hem de Remiye teyzenin fazla ayak altında dolaşmaması için bu kedi korkusu en büyük nimetti.Hemen örgütlenme başladı en kısa zamanda bahçe kedilerle bezenecekti.Mahallede sürekli çocuklar tarafından taciz edilen kediler kıymete binmişti.Bütün çocuklar Rızanın önderliğinde evden aşırdıkları ufak tefek mama kırıntılarıyla yavaş yavaş kedileri bahçeye çekme çalışmalarına başlamıştı.
Bahçedeki kedi nüfusu gün geçtikçe artıyor.Rıza ise artık evde yemeklerini bile yemeden balkondan aşağıya kedilerin kalışını garanti altına almak için takviyeliyordu.Bahçedeki kedi popülasyonunun artması dikkat çekecek duruma gelmişti apartman sakinleri de durumu fark ediyordu.Çoğu işinde gücünde umarsız tipler olan apartman sakinleri fazla ilgilenmedikleri kedilerden rahatsız olmuyordu. Bu durum en çok Remiye teyzenin canını sıkar hale gelmişti.Bahçeye soğanların başına gitmek çok meşakkatli bir hale gelmişti.Remiye Teyze iyi konuştukları apartmanın yanındaki müstakil evde oturan Haceli Kadının kocasından rica ediyordu bahçeye çıkarken refakat etsin diye.Haceli Kadının kocası Müşterek Efendi kaba saba , iri yarı ve çocuk düşmanı bir adamdı.Müşterek efendi önce bahçeye çıkıp kedileri kovalıyor.Sonra Remiye teyze bahçedeki işini bitirene kadar başında bekliyordu.Bu esnada çocuklar pusuda nefret ettikleri bu adamın gidişini bekliyor ve bahçeyi terk edişlerinin ardından kedileri geri çağırmak üzere çalışma başlatıyorlardı.Pisi pisi pisi pisi sesleri birbirine karışıyor ve sokakta köpeklerden sonra en büyük düşman olan mahalle çocukları kedilerle sıkı bir işbirliği kuruyorlardı.
Rıza bu olaylar esnasında ayrı bir plan daha başlatmıştı.Oturdukları binanın balkonlarına yakın ikinci kata kadar dalları uzanmış bir erik ağacı vardı.Kediler zaman zaman bu ağaca tırmanıp oyun oynarlarken aklına bir fikir daha gelmişti.Ancak kediler sadece Rızaların balkonuna kadar erişebiliyor.Bir üst kata doğru giderek incelen dallar esnediği için çıkamıyordu.Rıza kedilerin arasında hamile olan bir sarmanı kendine iyice alıştırmış artık balkonda besler hale gelmişti.Bu kedinin bir şekilde bir üst katta Remiye Teyzenin balkonundaki hırdavat malzemelerin dolu olduğu bir dolaba doğursa, sorun uzun bir süre için kökten çözülecekti.Ağaca ve balkona dayadığı tahtalarla kedinin bir üst balkona zıplayabileceği bir düzenek kurmayı da başarmıştı.Her gün kedinin hareketlerini izliyor doğum yaklaştıkça kediyi yukarıya yönlendirmenin hesaplarını yapıyordu.
Müşterek Efendi yine o gün Remiye Hanımın ricası üzerine bahçedeydi.Remiye Hanıma bu işin böyle sürmeyeceğini bu kedilerin hazır hepsi bu bahçeye toplanmışken birer parça zehirli et verilip hepsini toptan ortadan kaldırmak gerektiğini söylemişti.Adamın fikrini pek beğenen kadın bir an önce bu işi yapmak üzere anlaşıp oradan ayrılırken pusuda bekleyen çocuklar bu durum karşısında ne yapacaklarını bilemez ve çok alıştıkları kedileri nasıl koruyacaklarını düşünür haldeydiler.Rıza hiç hoşlanmasa da büyüklerden yardım alması gerektiğini anlamış şansı varken iki gün sonra yapılacak apartman toplantısında hayvansever olan birilerinin ortaya çıkması umuduyla toplantıya bir piyesle katılmayı düşünür olmuştu.Komşuların çocuklarını da kedilere olan sevgisini de kullanarak bir şekilde o toplantıya gidip olayı gündeme getirecekti.Giriş katta oturan komşuların evindeydi toplantı.Aile büyüğü olarak katılacak olan anneannesine ısrar edip kendini götürtmeyi başarmıştı.Giriş katta oturanların kızları ile oynar diye götürülünce tüm apartmandaki çocuklar bir araya toplanmış oyun sahnelenmeye hazır hale gelmişti.Tüm gudubetliğiyle Remiye teyzede toplantıdaki yerini almıştı.Apartmanın temizliğinden aidatların gecikmesine kadar tüm sıradanlığıyla süren toplantının ortasında Rıza birden ortaya atılıp gündemi ele geçiriverdi.
-Remiye teyze yandaki adamı da alıp kedileri öldürcekmiş!Bir anda tüm çocuklar ailelerine koşuşturup;
-Anne Baba!lütfen öldürmesinler…Ağlayanlar tepinenler ortalığı bir çocuk kakafonisine çevirdiler.Bir anda gündeme oturdular.
Komşulardan biri: Doğrumu bu Remiye hanım koskoca kadınsınız ayıp yahu.
Bir diğeri: Aslında bizde girişte oturuyoruz balkonumuza pisliyor bu kediler çözüm şart.
Bir başkası:Canım ille de öldürmek mi lazım?
Aniden bütün apartman kediler üzerinden hararetli bir tartışmaya tutuşmuş yaşı ve saygınlığıyla kanaat önderi olan Rızanın anneannesi Gülseren Hanıma söz gelmişti.
-Öldürmek çok günah vallahi hiç birimiz bu vebalin altından kalkamayız.İki yakamız bir araya gelmez.
Her şey Rızanın küçük aklının planladığı gibi düzgün giderken apartman toplantısından kedilerin öldürülmeyip bir şekilde toplanıp uzak bir yere götürülmesi fikri üzerinde uzlaşılır hale gelmişti.
Rızanın çocukları organize etmesi belki kedilerin hayatını kurtarmış ancak bahçeyi Remiye teyzenin arzu ettiği gibi kullanmasını engelleyecek kadar başarıya ulaşamamıştı.Ertesi gün sıcağı sıcağına olayı kotarmak isteyen Remiye Hanım Müşterek Efendiyi birkaç arkadaşı ile birlikte bahçeye getirtmiş kedileri kıstırıp çuvallara doldurmaya başlatmıştı.Kediler korkuyla saldırganlaşsa da onları yakalamak isteyenleri çırmaklama girişimlerine rağmen Müşterek Efendinin ısrarlı çabalarına yenik düşmüş bir kaç saat içinde kediler karga tulumba çuvallanmış mahalleye uzak bir yere götürülmek üzere çığırtılar içinde toplanmıştı.Çocuklar uzak noktalardan bu olayları göz yaşlarıyla izlerken malubiyetin hırsı ve Remiye Teyzenin gülüşleri arasında kaybolup gitmişlerdi.
Akşam balkona çıkmıştı Rıza Alışkanlık haline gelmişti her gece yemek verme ritüeli onun için.Pisi pisi dedi .Bahçeye baktığı donuk gözlerle.Cılız bir miyav sesine irkildi.Gündüz yaşanan hengameden korkupta daha önceki alışkanlığı nedeniyle Rızaların balkonuna pısan hamile sarman balkondaydı.Sevincini boğazına düğümleyen Rıza fazla ses çıkartmadan kediyi besledi.Hayvan iyice hareketten kesilmiş hamileliğin son demlerindeydi.Son bir parça yemeği üst balkona gönderen Rıza El yordamıyla kediyi de üst balkona gönderdi yaptığı düzenekten.Sabaha karşı vıyıltılar arasında Remiye teyzenin balkonuna korkunun da esaretiyle muhtemelen erken doğum yapan kedi hırdavat dolabına yerleşiyordu.Sabah Bütün apartman balkona çıkan Remiye teyzenin yavrularına zarar verir korkusuyla iyice çıldıran kedinin saldırısına uyandı.Çığlık çığlığa ortalığı yıkan Remiye Hanım sırtüstü devrilip gitmiş kedinin sert bir saldırısına mağruz kalmıştı.Herkes içten içe bu olaya sevinmiş olayın korkusuyla bir daha balkona dahi çıkamayan Remiye hanımın sesi kesilmişti.Rıza her gün hem kediyi besliyor hem de artık bahçeye adımını atamayan Remiye Hanımdan uzak bahçenin keyfini çıkarıyordu.Ekmek kapılarından uzaklaştırılan kedilerse bırakıldıkları yerden iç güdüleri sayesinde gün gün geriye dönüyor bahçe eski neşesine kavuşuyordu.