Çırpındıkça acıların daha fazla çıkacak ortaya. Çünkü kahpe bir minnet duygusunun esaretindesin. Beni hiçbir zaman anlamayacaksın.Çünkü yalnızlığın ışığında yıkanmadı aklın.Yalnızlıktan korktun ve nihayetinde inandıkların bildiklerini tamamen emdiğinde,cahil bilgelerine sığınacak ve sonsuza kadar inanarak tatmin olacaksın.
Nerede başladı bilmiyorum yüzündeki bu ifadeyi takınması? İçinde bulunan büyük korkuyu öylesine dışa vuruyor; gizlemeye çalıştıkça daha da belirgin hale getiriyor ki sanki zorla bir mimiği yüzüne yapıştırmaya çalışıyormuş gibi duruyordu. Kendini güvende hissetmek için daha bir çılgınca saldırıyordu maddesel yatırımlara. İçindeki korkuları ve ezginliği daha fazla paraya sahip olarak yenebileceğini sanıyordu. Halbuki korktuğu hiçbir şey parayla satın alınacak ya da para ile kendinden uzaklaştırabileceği şeyler değildi.
Güçlü olduğunu sandığı konulardan konuşmayı tercih ederdi. Fazla söyleyecek sözü olduğunu sanmıyorum. Çevrenin ona verdiği genel öğütlere tutunup; yaptığı her davranış daha fazla sakınmak ve korkularına sarılmak için yeni sebepler yaratıyordu.
Gaflet bastı seni ,kurduğum ekmek kapılarından yemlenen bir densiz olduğunu unuttun. Ne olduğunu bilmez ne oldum delileri gibi çığlık atmaktasın. Bu ahmakça kibre sahip olmadan önce neye sahiptin aziz dost. Ufkunda yaktığım kibritin alevi sönünce ışığında gördüklerini unuttun mu? Sana cehaletini öğretmiştim. Kendi cehaletimden örnekler vererek.Şimdi gittikçe büyüyen acizliğim öğrendiklerimden besleniyor. Görüyorum ki sen benim döktüğüm kırıntıların dışında bir arayışta değilsin. İnsan olmanın doğasında boğulmaya devam edeceksin.
Bende bir şeyler öğrendim sizden. Kıymet vermemeyi değerleri mahvetmeyi öğrendim. Bağrınızda şımarıklığa özenç varmış. Talan edecek bir alan kalmayınca başvurduğunuz ancak bir kaç yalanmış. Ne yaparsan yap korkuyorsun işte.Başı sonu belli bir yarı açık cezaevine hapsediyorsun kendini.Orada kendini abad etsen ne çıkar bir gün gerçek dünyanın ağırlığı altında ezileceksin.Başında söyledim ben bunları biliyorum.Üstümdeki dehşeti temizlerken siz yoktunuz yanımda.Halbuki anlatmıştım ihaneti.Görüyorum ki öğrendiklerinizi ilk önce bana karşı kullandınız.Ama yanıldınız.Çünkü güneşide biliyorum ben.Gözlerimi ellerinizle kapattınız diye karanlığa bürünmem.Sizin gücünüz yetmez bana.Sizin işiniz ancak kulluk iktidara.
Söylesene aziz dost var mı vefasızlığının sana karı.Unutsan bile bilenlerin ağzında gezecek bana yaptıklarının inkarı.Yüzünü hangi şekle soksan sonunu hangi mertebede görsen çaren yok.İleriye doğru her aldığın adımda daha büyük bir sıradanlığın içindesin.Korkularının içinde güçlü olduğunu sandığın bir gündüz düşündesin.Ben bir eyvallah çekip eksilenlerimi yerine koyma gayretindeyim.Sizin yaptıklarınızı ancak edebi bir metin olarak görebilmekteyim.
Kara koyundan kara süt çıkar diye söylesende çaresi olmaz.Son olarak bil, celladın hayattayken kılıç elindedir ama mezar taşında ismi olmaz.